4 Şubat 2009 Çarşamba

hedefimiz intertoto!

Çok şükür ki nâdir ortak eğlencelerimizden futbolun verdiği uzuuuun mola bitti ve şov yeniden başladı. Erkeklerin bu spora düşkünlüğünü bir tür hayvani itişme/kakışma/tepişme ve bayağılık olarak gören kadınlara inat bol bol izleyeceğiz. Yerim ben o "ne bu böyle canım, bunu izleyeceklerine kitap okusunlar" geyiklerini. Bunu söyleyenlerin kitap solucanı (dikkat: şehir içi otobüslerde "aman bu erkek yanıma oturmasın" melûl bakışlarıyla boş boş dışarıyı seyredenler de aynı insanlar) tadındaki cırtlak haykırışlarının banalliği, futbolun ruhunda var olan uluslarötesi yapışkan ruhun yanına bile yaklaşamaz. Erkeklerin kendilerinden başka bir şeye 1,5 saatliğine bile olsa ilgi gösteriyor olmalarına tahammül edemeyen kadınları, bizimle beraber maç seyretmeye ve mutlu olmaya davet ediyorum. Nitekim bir erkeğin kalbine giden yol da Digitürk'ten geçiyor bu sıralar. Kaybedilmiş dişi cazibelerini evlen(dir)memece programlarında görücüye çıkacaklarına, evlerine bir "plazma+Digiturk" paketi alsalar mürüvveti garantileyebilirler pekâlâ. Bu da böyle biline!

Laf anlamaz karşı cinse ağzının payını verdikten sonra, evimizin salonuna geri dönüyoruz ve ne görüyoruz? Lig maçları ve (her ne kadar aynı tadı vermese de) kupa maçları... Hele bir de haftasonuysa, Türkiye'den taşan futbol coşkusunu Avrupa ile de paylaşabiliyoruz (aynı anda 4 maç seyrettiğimi bilirim). Devre arası transfer penceresinin kapanmasıyla birlikte (FM'den bilerek ve isteyerek kötü tercüme: "transfer window is soon to be closed...") değişen ilk 11'ler, yeşil sahalardaki yerlerini almışlar. İngiltere'de "Keka" hezeyanı ve (Tottenham'ın eski oyuncularını bazılarına sattığından daha fazla para vererek geri toplaması gibi) garip transferler olurken, Türkiye'de (alt sıralardakiler takımlarını feci dağıtırken) üst sıraları ilgilendirecek önemli gelişmeler yaşanmadı. Beşiktaş'ta Fabian Ernst, Trabzonspor'da rohancığımın tabiriyle çakma FM Brezilyalısı ismi ile Alanzinho (nitekim ne kadar çakma olduğunu Ankaraspor maçında yaptığı şık(!) hareketlerden gördük) ve Fenerbahçe'de (favorim) Gökhan Emreciksin... Dün itibariyle Galatasaray'ın canını fena yakan Sivasspor'un yeni gölcüsü Yannick Kamanan'ı da unutmayalım. Zira aralarında en çok ses getirecek oyuncu o olacak gibi görünüyor. Galatasaray ise olması gerektiği gibi sessiz kaldı. Onların en çok ihtiyacı olan transferler ise, sakatlıkları önlemek için gerekli yeni tesisler ve yeni bir tıp kadrosu.

Yeni transferlerin bu takımlara ne faydası olur? Açıkçası fazla bir faydası olmaz. Fabian Ernst'i Schalke'den iyi biliyoruz. Onun da Beşiktaş'ın uçuk sisteminde ne yapacağı tartışılır. Tek başına bütün topları kapıp, bütün pasları verip, bütün faulleri yapması mümkün değil. Futbolunun son demlerine yaklaşan (30) bu Alman oyuncunun mâliyeti de çok tartışıldı (3 milyon EUR bonservis+5,5 milyon EUR topçuya).

Batı memleketlerden ülkemize para için gelindiği çok açık. Ligimizin gelişmiş, ilerlemiş olduğu yalanlarına inanmayın. Bu durumda Turkcell Süper Lig için en akılcı transferler Balkanlar (Beşiktaş'ın yaptığı türden değil ama), Afrika, Güney Amerika ve Orta Doğu'dan yapılanlardır. Yetenekli bir oyuncu bulduğunuzda cüzî rakamlara alabiliyorsunuz. Nitekim Sivasspor'un İsrail'den bulduğu Yannick Kamanan (28) böyle bir transfer. Güçlü fiziği, düzgün bir sol ayağı var. Sivasspor'un ciddiyetle yürüttüğü transfer politikasının son meyvesi. Hatırlayınız, naçizane kendimin bu sayfalarda ilk yarının karmasına seçtiğim Fabio Bilica da Romanya'lardan bulunup getirilmişti.

Fenerbahçe'ye gelirsek, yeni takviyelerle bu takım be yapar? 0 (yazıyla sıfır). Hiçbir şey. Devre arasında transfer istemediğini her fırsatta dillendiren Aragones, takımın ocağına incir ağazı dikeceğe benziyor. Biraz fikstür avantajı, biraz da talihle ilk yarıyı liderin 2 puan ardında kapatabilen Fenerbahçe, önemli bir fırsatı kaçırarak koca bir sezonu hatta (Aragones'ten sonra getirilecek antrenörün uyum sorununu da sayarsak) 1,5 sezonu heba etmiştir. Bu ruhsuz, yanlış sistemle, vasat oyuncularla oynayan takım, isabetli transferler yapılsaydı pekâlâ mutlu sona ulaşabilirdi. Ancak, gerek başta Aziz Yıldırım olmak üzere "Zico olayı"nda gösterilen çokbilmişlik siyaseti, gerekse Aragones'in manasız inatçılığı yüzünden Fenerbahçe başarısızlığa mahkum edilmiştir.

İkinci devrenin başından itibaren oynanan maçlara baktığımızda da öyle anlaşılıyor ki, alınan nâdir oyuncular dahi Aragones'in dikkafalılığı sebebiyle fazla forma şansı bulamayacaklar. Halbuki ne kadar önemli bir yetenek Gökhan Emreciksin... Abdülkadir'i ise korkarım hiç mi hiç izleyemeyeceğiz. Umarım onun sonu da Fenerbahçe'nin yıllar yılı biriktirdiği kötü şöhretinin bir parçası olmaz.

Sözün kısası: Tüm bu olumsuzlukların üstüne bir de (tüm sistemleri altüst eden) Alex ile tazelenen nikâhı (saçma bir terim) ve fikstür dezavantajını (GS, BJK, TS, Bursa, Ankara, Kayseri deplasmanları) koyduğumuzda, Fenerbahçe camiâsının 2009 Mayıs'ında, "Intertoto'ya gitsek mi gitmesek mi" diye (alınan sonuç itibariyle değil ama kaynakların kötü kullanılması itibariyle) utanç verici bir tartışmayı yürütüyor olacağını görür gibi ve duyar gibiyim. Futbolun bir adaleti varsa, tuttuğum takımın en iyi ihtimalle ancak dördüncü olacağını düşünüyorum (Trabzonspor, Sivasspor ve GS geçilemez; belki BJK).

Bu nedenle, futbolumuzun yeni şampiyonlar çıkarıp gelişebilmesi adına Sivasspor'u tüm kalbimle destekliyorum. Başarılar Sivasspor...

1 yorum:

rohan dedi ki...

ortak, izledigimiz maclardan sonra anlasilan su ki; bu ligden bir cacik olmaz!! ne yoneticiler, ne teknik direktorler, ne federasyon ne oyuncular ne de taraflar oyunu oyun olarak gormuyorlar.. oyundan zevk almak icin oynamiyorlar, izlemiyorlar.. her kartin altinda, her golun altinda bir komplo teorisi araniyor.. taraftarlar zaten tek bir gazla ateslenmeye hazır.. yoneticilerde butun hatalari, yanlisliklari ya hakeme ya da teknik direktorun uzerine bırakmaya hazır. sene basindan beri toplam 25 tane teknik direktor degismis. toplam 18 takim olan bu ligde nasil oluyor da 25 teknik direktor degisiyor o da ayri bir konu!! demek ki teknik direktorler de bir durus sergileyemiyorlar.. nese isin kisasi; la liga, seria , premier league dururken hatta (ingiltere 2.ligi) bizim entrikalarla dolu ligimizi izlemek biraz anlamsiz gibi..