12 Şubat 2009 Perşembe

en tekinsiz festival !f hemen şimdi

Fuayede sessiz sakin havalı bekleyişler, kırmızı koltuklu sinema salonunda gazete okumaları, gizli ve ürkek kesişmeler, nazik tanışmalar, sinema soslu yeni aşklarıyla beyazperdede bağımsızlar başlıyor. AFM sinemalarının düzenlediği, en uçarı filmlerin festivali !f İstanbul 8. yılını sinemaseverle kutluyor. Bu yıl da yine bir çok farklı kategoride dünya festivallerinde öne çıkan filmlerden oluşan bir seçki sunulmuş. Unutulmamalı ki bağımsızlığın bir sancısı olarak bu filmlerin birçoğu bir daha bu topraklara uğramayacaktır. Şöyle bir kendini gösterip çekip gidecekler. O yüzden çift haneli rakamlarda film izlemek isteyen festival fanatiklerinin, şahsi beğenilerine tabi özenli film seçimlerinin yanında, matematiksel hassasiyette bir festival koşturmacası programı yapmaları da şart. Öyle aman aman festival müdavimi olmayanların, iki film görürüm bana yeter diyenlerin ise kafası daha rahat, seçenekleri daha geniş olacak. Herkesin ortak yanı ise, bu festivallerin "iyi bir şey yapıyorum galiba ya" hissi veren ortamını paylaşmak.

"Hit Filmler" kategorisinde dikkat çekenler arasında daha geçen hafta "Altın Küre"leri toparlayan "Slumdog Millionaire", Darren Aronofsky'nin son filmi "The Wrestler" ve Titanic kadrosunu (Kate Winslet, Leonardo DiCaprio) tekrar bir araya getiren "Revolutionary Road" bulunuyor. Bu başlık altında gösterilen, önemli olmasını beklediğim diğer filmler arasında "John Malkovich Olmak" ve "Sil Baştan" (Eternal Sunshine of a Spotless Mind) gibi filmlerin senaristi Charlie Kaufman'ın ilk yönetmenlik denemesi "Synecdoche, New York", din hakkında bir komik bir belgesel denemesi "Religulous" ve anime meraklısı olmayan bu satırların yazarının dahi görüntüleriyle ilgisini çeken, "Matrix"e ilham verdiği düşünülen "Ghost in The Shell" filminin sahibi Mamoru Oshii'nin son yapımı "Sky Crawlers" sıralanabilir. "Hit Filmler"in çoğu Oscar'cıklardan sonra ülkemizde tekrar gösterime gireceğinden, bu bölüme fazla takılmamanız ve festivali daha nadide filmler izlemek üzere kullanmanız hararetle tavsiye olunur.

Popüler filmlerden yakamızı sıyırdıktan sonra artık festival ruhuna girebilir, biraz daha deneysel ve kâşif ruhlu takılabiliriz. İşte tam da böyle bir kategori "Keş!f". Bu bölümdeki filmlerin genç yönetmenleri, "İlham Veren Yönetmen" ödülünü kazanmak için yarışıyor. Filmler çok çeşitli coğrafyalardan seçilmiş olmasıyla dikkat çekmekte. 1984 doğumlu Amerikalı Antonio Campos'un ilk filmi "Afterschool", hayatımızda haddinden fazla yer kaplamaya başlayan sanal gerçeklik ortamına ve bu ortamda yetişen kısmen 20'lerin ortasındaki bizleri de içine alan yeni nesile bir göz atıyor. Tayvan'lı Mong-Hong Chung'un ilk uzun kurmaca filmi "Parking", !fistanbul'un resmi sitesinde "Kafkavari" ve "Murakami romanlarının hissiyatını veren" bir film olarak tanımlanmış. Bu tanımlama bile oldukça iddialı ve filmi festival listemizde üst sıralara taşıyor. Görüntülerinin şiirselliği de cabası. Portekiz'den Sandro Aguilar'ın bağımsız karakterlerin yalnızlığını anlattığı "Uprise" filmi, hüznün rengi maviye boyalı. Yine özenli fotoğrafların bir araya geldiği, muhtemelen çok güzel bir film. "Keş!f" kategorisi fazlasıyla görülmeye değer.

Bize her açıdan çok uzak insanların yaşadığı İskandinavya sinemasını inceleyen "Kuzey Işıkları", bu "modern" coğrafyaya meraklı olanlara hitap eden küçük bir seçki. Garip insan ilişkileri ve sergilenen rahat cinsellikler ile ön plana çıkacağını tahmin ettiğim bu bölümde "Involuntary" (İsveç), "Just Another Love Story"(Danimarka), "Country Wedding"(İzlanda), "Back Soon"(İzlanda) ve "The Man Who Loved Yngve"(Norveç) olmak üzere beş film gösteriliyor. Bağımsız hikayelerden örülmüş utanç üzerine bir film olan "Involuntary" ve son dönemlerde İskandinavlarda sık görülen absürd komediler "Country Wedding" ile "Back Soon" bu kategoride öne çıkanlardan.

Temelde politik filmlerin yer aldığı "Tek Planda Dünya" kategorisi, belgeselden müzikale farklı tekniklerle insana ve insanî meselelere ışık tutuyor. Almanya'da yaşayan Yüksel Yavuz'un belgeseli "Yakın Plan Kürtler"in yolculuğu, Avrupa'nın farklı kentlerini dolaşarak Türkiye ve nihayet Irak'ta son buluyor. Göçü yaşamış Kürtlerin hayat hikayelerinin ve politik eğilimlerinin bir izdüşümü. "Stories on Human Rights", İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 60. yılını kutlamak amacıyla gerçekleştirilen zahmetli bir proje. Üçer dakikalık 22 kısa film, bütün dünyadan izler taşıyor. Belki de !f'in bu seneki en deneysel filmi "Kinogamma", doğaçlama çekimlerin bir araya getirilmesiyle yapılmış. Kurgusu zahmetli geçmiş olmalı. "Kinogamma", "Doğu" ve "Uzak Doğu" olmak üzere iki bölüm halinde birbirinden bağımsız olarak izlenebilir.

"Fantastik Filmler" kategorisinde "Sita Sings The Blues" ve stop motion animasyon "Edison & Leo" olmak üzere iki adet canlandırma var. Ancak, çok daha fantastik bir film "Sauna". Dini metaforlarla yüklü "Sauna", Hristiyanlık ve Paganizm arasında süren savaşın ardından, arazide dini bir inanç yolculuğuna çıkan asker iki kardeşin arınma serüvenini anlatıyor. Bir bilim kurgu denilebilecek "Franklyn" de yine hatırı sayılır bir film.

Festivalin artık geleneksel olmuş diğer bir bölümü "Gökkuşağı". Farklı renklerden sinemanın söz sahibi olduğu bu kategoride, cinsel tercihleri sebebiyle sıkıntıya düşen insanların hikayeleri yer alıyor. İran'da cinsiyet değiştirmenin anlatıldığı "Be Like Others", Amerika'daki "moda" biseksüel cinsel eğilimlerin konu edildiği bir belgesel olan "Bi The Way", HIV olduğunu öğrendiğinde hayatı alt üst olan bir eleştirmen ile bedenini satarak geçinen Luke'un yolculuğunun anlatıldığı "The Living End" bu bölümde gösterilen filmlerden bazıları.

Tüm bunların haricinde, ABD'de filizlenen yeni bağımsız akımdan seçkiler sunan "Amerika'dan Yeniler", müzik üzerine yapımların bulunduğu ama içeriğini çok beğenmediğim için bahsetmek istemediğim "Karşı Sesler", Altyazı dergisinin işbirliğiyle seçilen "O Lucky Man" ve Dario Argento'nun "Deep Red"i olmak üzere yalnızca iki filmin yer aldığı "!f Kült", yeni korkularla "Nöbetçi Sinema" ve tabi ki "!f Kısalar" kategorileri de festival kapsamında gösterilecek.

Fragmanların da yardımıyla daha iyi bir seçim yapmak isteyenler, !fistanbul'un resmi sitesine bakabilirler. Bu yazıda ele alınan filmler çok kişisel beğenilere ve tahminlere dayanmaktadır. Muhtemel hayal kırıklıklarından yazar sorumlu değildir. Ama festival dediğin hayal de kırar, gönül de fetheder. Böylesi makbuldur!..f

Hiç yorum yok: