Herkes adli tıp raporunu tartışıyor. Adli tıp çalışanlarını çağırıyorlar programlarına vs. Adli tıpppp raporuna ne bakıyorsun kardeşim sen? Ne olduğu belli zaten. Orman kanunu, resmi underground gerçeği. Ver parayı, göster referansı; al imtiyazını, en baba belgeni (adli tıp raporu, GATA'dan çürük raporu, pasaport, futbol seçmelerinde torpil-en çok da onlara kılım, başıma geldi çünkü; ne güzel topçu olcaktık, bi baltaya sap olamadık-, Kültür Bakanlığı'ndan film desteği, gümrükten et geçişi, adliyeden dava sırası, torpilli öğrenci stajı-valla bunu ben de yaptım).
Tıppp raporunu geçelim. Sadede gelelim. Ne diyor adam:"Evlenebilmek için regl olması yeter." Olaya dini açıdan bakıyor yani. Arkayı sağlama alıyor. Kendince. Kitabına uydurduğun sürece karşındakinin çocuk olması, senin de en hakikisinden bir sapık olman önemli değil. Zaten annesinden de izni almış (annesiyle de ilişkiye girdiği söyleniyor!!). Sonra ne diyor? "Ben olmasaydım, fahişe olacaklardı. Ben onların başını kapattım." Diyor! Vay anasını ya. Kahraman yani. Kendini onlar için/tüm toplumumuz için feda etmiş. Din için de. Kötü yola düşmelerine engel olmuş. Alkış da bekliyor üstelik (dikkat çünkü: Gene kitabına uydurdu).
Şimdi nereden geliyor bu zeytinyağı kıvamı (ikiyüzlülüğün dayanılmaz hafifliği olabilir mi)? Çok basit. Böyle yetiştirildik. Anamızdan, babamızdan bir erkek olarak hep ekstradan sırt masajı almadık mı? Ya da tersini düşünürsek, hep engellenen, ket vurulan annelerimizle, ablalarımızla beraber büyütülmedik mi imtiyazlı olarak? Azıcık büyüyünce, bir kız arkadaş bulunca kendine, annen baban gurur duyar. Bir erkek olarak. Helal olsun oğluma denilir. Ya da annen beğenmezse der ki: "Sana layık değil bu. Yaramaz. Sana daha güzel kızlar layık." Ben hiç erkek arkadaşı olan kızla ailece(k) gurur duyulduğunu, ya da "bunu salla, başka bul" dendiğini görmedim, duymadım. Ondan öte, kız çocuğunun/kadının yeni bir erkek arkadaşı olduğunu gururla sağda solda, aile içinde anlatabildiğini de göremezsin. Erkek isterse anlatabilir, üstüne üstlük aldatabilir de tabi. O başka. Hatta kendi eşinin aldatmasından gurur duyan (ya da öyle görünen, öyle görünmesi gereken) kadınlar da olabiliyor. En vahimi de bu tip kadınlardır. Erkek gücünü kanıtlamalı inancı içerisindedirler. Olayı özümsemişlerdir. Kraldan çok kralcıdırlar. Tavus kuşuğunun, (kendileri için olmayan) kuyruk gösterisine kapılırlar. "Erkektir yapar". Alet illa ki kullanılır. On/off düğmesi yoktur çünkü; zamanı gelince pilinin bitmesi beklenir. Hüseyin Üzmez'deki gibi, aletin ömrü 76 yılı da aşabilir. O zaman n'apacaksın? Sineye çekeceksin. Yuvayı dişi kuş yapar (hani evinin direğiydi?). Erkek kuş (yani ben) hovardalık peşinde uçabilir(im) nitekim. Bu da kitabına pekala uydurulabilir (4 eş, imam nikahı, kuma, tecavüz ettiğinle evlenip namusunu temizleme gibi). Kolaydır.
Yukarıdaki resim, doğuştan asimetrik ayrımcı(erkek şovenist) sosyolojik tabloyu güzel özetliyor:
Hüseyin Üzmez'in eşi (29) kahraman (erkekkk) kocasını cezaevi çıkışı karşılarken. Sana 14'lük bi ton kız helal olsun der gibi. "Kocacım benim". Bu mutlu aile tablosundan gözlerim yaşardı. Müjde Ar'ın dediği gibi: "Sanki karpuz almaya gitmişler". "Sen ne biçim kadınsın" da dedi Tanrıça (goddess) Müjde.
Not: Müjde Ar! Müjde Ar! Biz seni böyle bilmezdik. Halbuki sen ne kadar güzel kadınmışsın. Her halinle. 50 küsur yaşında bile. Boşver Davaro'yu, Hırbo'yu vs. Boşver eski filmleri. Şimdi zeka en seksi şey. Hastasıyız (en azından ben).
1 yorum:
İdolümüz Mr Üzmez, oleeeeyy.. Ne kadar sıcak bir aile ortamı. Dede (ya da baba neyse artık), anne ve kız. Aralarındakı o samimimi ve içten muhabbetleri(!) düşünemiyorum hatta hayal(!) bile edemiyorum.
Hem sanane kardeşim insanların hayatından. Alan memnun satan memnun. Kız regl olmuş mu? Olmuş. Daha derdin ne? Ne uzatıyorsun yok motormuş yok kızmış erkekmiş. Hem ne demiş Mr. Üzmez : "Siz duymadınız mı İstanbul'da Karaköy rıhtımında bir SAS komandosu bir binbaşı bir serseri tarfından bıçaklandı ve öldürüldü siz bunu bilmiyor musunuz?" Yaaaa..işte Türkiye'nin gerçekleri bunlar.
Yorum Gönder