Gazze'deki İsrail saldırıları ikinci gününe girdi. 6 aylık barış antlaşmasının sona ermesini beklemeden taraflar kana susamışlar; aç geçen 6 ayın acısını çıkartmakta (alışmış kudurmuştan beterdir hesabı) birbirlerinden hevesliler, maaşallah. İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, "şimdi savaş vakti" diyerek tüm dünyaya kan müjdesi vermiş. İnsan kanı. Son durumda 279 ölü, 700'den fazla yaralı var. Bunlar resmi rakamlar. Resmi olmayanları her zaman için daha gerçektir. Ancak onları hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz.
Önceki savaşlarda olduğu gibi bunu da televizyonlardan canlı izlemekteyiz. Yanlış bilmiyorsam, canlı canlı savaş yayını ilk defa 1. Körfez Savaşı'nda ortaya çıkmıştı. O vakitten bu yana (1990-2008) prime-time dizisi tadındaki bomba şölenlerini ilgiyle izliyoruz. Yakın zamanda yaşadığımız "Irak'a demokrasi götürmece" maskesi altındaki Irak işgalini hepimiz biliyoruz. Şimdi de İsrail uçaklarına karşı, Hamas füzeleri. Kanlar içinde yerde yatan siviller. Az sonra öleceğini hisseden yaralı bir Filistinli kelime-i şehadet getiriyor. Kameralar kayıtta (gazeteciliğin, savaş muhabirliğinin, savaş fotoğrafçılığının en büyük ikilemidir bu. Yardım etmek mi, işini yapmak mı?). Habertürk'ten bu trajediyi izliyorum. Görüntüler yeterince trajik değilmiş gibi, altına da keman işlemeli bir müzik vermişler. Ölen bir adamın en mahrem son anları, müzik eşliğinde bir reyting hapına dönüştürülmüş.
Şimdi bu iş neden böyle oldu? Nereden buraya geldik? Önceleri, bombalı bir saldırıyı canlı izlemek fikri bile bizi çarparken, şimdi bu türden "ilkel" ölüm görüntülerine karşı gözümüz bağışık, gözümüz aç, gözümüz doymak bilmiyor (insatiable). Şimdilerde, ölen bir adamın son saniyelerini izle(yebil)mek bile bizi şaşırtmıyor. Bam telimize dokunulması için müziğin sinsi işbirliği gerekli. Tıpkı uyuşturucu gibi, şiddetin dozu her seferinde 2 ölçek artırılmalı. Yoksa tüm o ölümler, tüm trajediler zamanla eskiyor, sıradanlaşıyor. Yeni trajediler istiyor sürüngen bünyelerimiz. Biz izleyicilerin gözlerini doyurmak için şiddetin dozu artırılırken, yaşanılan trajedilere karşı tepkisizliğimiz de aynı oranda yükseliyor.
Bu görüntüler Türkiye'de televizyondan verilirken, "Batı" dediğimiz memleketlerde yayınlanmamış. Bir taraftan "göstermiyoruz" diye övünülen bu anların, muhtemelen aynı memleketlere mensup Reuters muhabirleri tarafından çekilip diğer ülkelerde yayınlanmak üzere satılması bile yeterince ağır ve ikiyüzlü değil mi?
Filistinli adamın trajedisi Tool'un Vicarious şarkısını aklıma düşürdü. Bugün bol bol dinledim ve bir kez daha kendilerine hayran kaldım. Buradan saygılarımı sunuyorum. Önce klibi (videoyu izleyemiyorsanız, DNS ayarlarınızı 4.2.2.4 olarak değiştiriniz), sonra da şarkı sözlerini aşağıda yayınlıyorum. Çevirmek zahmetine ise katlanmıyorum. Anlayan anlasın, anlamayan kusuruma bakmasın.
Gözümüz doysun diye daha çok trajedi, daha çok ölüm, daha çok, daha çok, daha...
Eye on the the TV
'Cause tragedy thrills me
Whatever flavor it happens to be, like...
"Killed by the husband"
"Drowned by the ocean"
"Shot by his own son"
"She used a poison
in his tea...kissed him goodbye"
That's my kind of story
It's no fun 'til someone dies
Don't look at me like
I am a monster
Frown out your one face
But with the other
Stare like a junkie
Into the TV
Stare like a zombie
While the mother holds her child
Watches them die
Hands to the sky crying,
"Why, oh why?"
Cause I need to watch things die... from a distance
Vicariously I live while the whole world dies
you all need it too, don't lie
Why can't we just admit it?
Why can't we just admit it?
We won't give pause until the blood is flowing
Neither the brave nor bold
Will write as the story's told
We won't give pause until the blood is flowing
I need to watch things die... from a good safe distance
Vicariously I live while the whole world dies
You all feel the same, so...
Why can't we just admit it?
Blood like rain come down
Drum on grave and ground
Part vampire
Part warrior
Carnivore and Voyeur
Stare at the transmittal
Sing to the death rattle
La, la, la, la, la, la-la-lie (x4)
Credulous at best
Your desire to believe in
Angels in the hearts of men
Pull your head on out your hippy haze
and give a listen
Shouldn't have to say it all again
The universe is hostile, so impersonal
Devour to survive... so it is, so it's always been
We all feed on tragedy
It's like blood to a vampire
Vicariously I live while the whole world dies
Much better you than I
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder